KAYGI VE KORKU
- Gizem Gürleyen

- 2 Eyl 2018
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 24 Eyl 2018
Günlük hayatımızda sıkça telaffuz ettiğimiz kaygı ve korkular gelişimsel sürecin bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneğin bebekler yaklaşık 8 aylık olduklarında başlayan birkaç yıl süren bir ayrılık kaygısı yaşayabilirler, 5 yaş civarı hayali varlıklar ve çizgi film kahramanlarından, 8 yaş civarı ise ölümden korkabilirler.

Onlara nasıl yardımcı oluruz?
Çocuklara korkuları konusunda yardım etmenin ilk adımı duygusunu kabul etmek, sempati göstermek ve umut vermektir. “Korkacak bir şey yok.” “Korkma” demek çocuğunuzun kaygısını hafifletmeyecek, tam tersine anlaşılmadığını hissettirecektir. Bunların yerine “korkunu anlıyorum, belki birlikte korkunu yenmenin bir yolunu bulabiliriz” diyerek ona yardımcı olmak istediğinizi iletmiş olursunuz.
Duygularını boşaltmasına teşvik etmek rahatlaması için önemlidir. Konu hakkında konuşabilir, anlatmasına teşvik edebilir, ağlamak istiyorsa ağlaması için alan tanıyabilirsiniz.
Çocuğunuzun korkusu eksik ya da yanlış bilgiden kaynaklanıyor olabilir. Bu nedenle korkuları konusunda yaşına uygun açıklamalar yaparak ona yardımcı olabilirsiniz. Örneğin gece perdeye yansıyan gölgelere ve ışık kaynaklarına birlikte bakabilirsiniz.
Bilmek hepimizi rahatlatır. Karşılaşacağımız durumları öncesinde bilirsek onları zihnimizde anlamlandırabiliriz. Ortaya çıkabilecek durumlar hakkında çocuğunuzu önceden bilgilendirebilirsiniz. Doktora gitmeden önce orada hangi işlemlerin yapılacağını anlatmak, yeni bir okula başlamadan önce okulu gezmek, ayrılmadan önce vedaşlaşmak, yaşayacağı kaygıyı azaltacaktır.
Çocuğunuzun kaygı hissettiği durumlarda bedeninde ortaya çıkan; terleme, titreme, mide bulantısı, kalp çarpıntısı gibi belirtilerin amacının, sağlıklı bir bedenin kendisini tehdit olarak algıladığı durumlarda korumak amacıyla yaptığını bilmesi kaygısını kısmen azaltacaktır.
Son olarak kaygının bulaşıcı bir duygu olduğunu unutmamak gerekir. Sizi kaygılandıran faktörün çocuğunuzu da endişeleniyor olması olasıdır.
Ne zaman anormal duruma gelir?
Eğer çocuğunuzun kaygıları günlük işlevselliğini bozacak boyuta ulaşmışsa yardım almanız çocuğunuzu ve sizi rahatlatacaktır. Örneğin, çocuğunuz sizden ayrılamadığı için diğer odaya gidemiyorsa ya da sınav kaygısı sebebiyle kâğıda bildiklerini aktaramıyor, sınav öncesinde uykusuz kalıyor, mide bulantısı baş ağrısı gibi bedensel belirtiler gösteriyorsa, kaygıları günlük hayatını olumsuz yönde etkiliyordur ve önlem alınması önemlidir.
Referanslar:
Isabelle Filliozat, Kalp Zekâsı
Isabelle Filliozat, Denemediğim Yol Kalmadı



Yorumlar