ÇOCUKLARIN DUYGUSAL GELİŞİMİNE NASIL DESTEK OLURUZ
- Gizem Gürleyen
- 5 May 2019
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 25 Kas 2019
Çocukların duygusal gelişimi tıpkı diğer alanların gelişimi gibi oldukça mühimdir. Özellikle günlük yaşam olayları karşısında duyguları tanımak, neden ve nasıl geliştiğini anlamak ve yönetmek büyük önem taşımaktadır. Küçük yaş grubundaki çocuklara bu süreçler karmaşık gelebilir. Bu nokta da ailelerin tutumları hayat kurtarıcı olabilir. Çocuk için zorlayıcı olaylar içerisindeyken, ne hissettiğini duymak anlaşıldığı hissini doğurabilir. Diğeri ise çocuğu dinlemektir. Çocuğu dinlerken duygularını fark etmek ve bunu dile getirmek duygusal gelişim için önemli bir araç olacaktır. “bugün okulda gerçekten zor bir gün geçirmişsin” , “gezi ertelendiği için hayal kırıklığı hissediyorsun” , “arkadaşlarınla bir arada olamadığın için üzgün olduğunu görüyorum” gibi cümleler hem çocuğunuzun duygularını tanımasında yardımcı olacak hem de anlaşıldığını hissettirecektir.

Çocukların temel duygusal ihtiyaçlardan bir kaçını ve onlara bu alanda nasıl yardım edebileceğimizi şu şekilde sıralayabiliriz.
Güven: Çocuğun kendi düşüncelerine ve başkasına güvenmesini sağlayın. Size her ihtiyaç duyduğu anda ulaşabileceğini tekrarlayın. Düşünce ve duygularını inkâr etmeyin, anlamaya çalışın. “bu yemeği sevmiyorum” diyen çocuğa “senin için faydalı” demek, “arkadaşım kötü davranıyor” diye çocuğa “sana öyle geliyor” demek, “üşümüyorum” diyen çocuğa “hayır üşüyorsun” deyip montunu giydirmeye çalışmak çocuğun duygu ve düşüncelerinden şüphe duymasına yol açacaktır.
Var olduğunu Hissetmek: Çocukların var olduğunu hissetmeleri için birilerinin ona bakmasına ihtiyacı vardır. Bu bakış sayesinde anne babalar “burada olduğunu biliyorum” der. Anne babalarının gözünde var olduklarını ve birey olarak kabul edildiklerini görmeye ihtiyaç duyarlar.
Kabul Edildiğini Hissetmek: Çocuklar ne yaparlarsa yapsınlar terk edilmeyeceklerini ve anne babalarının sevgilerinden mahrum kalmayacaklarını hissetmek isterler. Anne babanın çocuğa küsmesi ya da “uslu durmazsan seni sevmem” ifadesinde olduğu gibi sevgisini bir koşula bağlaması çocuk için yaralayıcı olacaktır.
Değer verildiğini hissetmek: Çocuğu yargılamak, kişiliğine yönelik olumsuz eleştirilerde bulunmak ya da hatalarına odaklanmak kendilik değerini zayıflatacaktır. Ebeveynleri tarafından duyguları ve düşünceleri dikkate alınmayan çocuk fikirlerinin değersiz olduğunu düşünür. Hatalar kişiliğine saldırmak için bir araç olmamalıdır.
*Türkiye İş Bankası'nın kasım ayı Kumbara dergisinde yayınlanan yazımdır.
Referanslar:
Isabelle Filliozat, Kalp Zekâsı
Haim G. Ginott, Alice Ginott, Anne Baba ve Çocuk Arasında
Commenti